Zevk dediğimiz şey ne kadar kolay değişebiliyor.Yediğim yemekler, yaşadığım mekanlar yavaş yavaş farkettirmeden farklılaşıyor.Eskiden loş ortamlar,koyu renkler,gri duvarlar favorimdi şimdi ise daha aydınlık! daha ferah! daha freş! daha boş! der oldum.Meslek icabı belki göz çabuk alışıp çabuk tüketiyor,biraz da yaşadığın coğrafya etkili.İstanbul’da olabildiğince gri tonlar hakim bir evden beyazzzz diye geldim Bodrum’a..
Peki coğrafya nereye kadar, Akdeniz ikliminde yaşarken aklım hep İskandinavda oldu.Doğal malzemeler,kullanıma yönelik eşyalar gibi.Şimdide minimalism kulaklarımda çınlamaya başladı bir süredir.Anı biriktirmeyi,sıcak mekanları,antikaları,yaşanmışlığı çok sevdiğimizden ne kadar başarabiliriz bilmiyorum ama basit olanın huzurunun ve boşlukların güzelliğinin farkına daha çok vardım.. Ferah mekan=ferah zihin, hayatı daha karmaşık hale getirmenin çok da gereği yok sanki..
Bu arada yatak odalarında aloa vera bitkisi negatif enerjiyi engellediği gibi güzel bir oksijen kaynağı görevi görüyormuş, havaların serinlemesiyle daha kapalı olacak camlar faktörüne güzel bir çözüm olabilir.
Güzel koku hastası olduğumdan uçup gitmeyen mis gibi pudra kokusunu Chakra’nın linen serisinden buldum,başucumdan ayıramıyorum.
Duvarda ki ‘aum’ tablosu ise Fuat Özsezer (@fuarttt ) ‘e ait.Tüm dünya tek bir heceden ibaret düşüncesini her seferinde farklı yönlerden hatırlamamızı sağlıyor.Ve tabi ki elimden düşürmediğim Hygge kitabı, uzun zamandır içine daldığım konulardan bir özet gibi..
Mutluluk aslında çok BASİT ama o basit olanı biraz da Sofistike kılmak bizim elimizde.. .
Sevgiler
