Yaşam alanlarımızı güzelleştirme dürtümüz çok eski zamanlardan beri süregeliyor ve aynı zamanda boş duvarları birşeyler ile doldurma iç güdümüz de. .
Farklı kültürlerde , farklı coğrafyalarda malzemeler, öğeler değişkenlik gösterse de, boş duvar sevmemiş insanoğlu, hep birşeylerle donatmışız dikey alanlarımızı.
Eski krallıklar, imparatorluklar, beylikler, boylar ,devletler... Duvarlar kimi zaman çizimlerle süslenmiş, kimi zaman heykellerle donatılmış, yerine göre halılar ile kaplanmış ve ahşap giydirmeler uygulanmış bolca..
Malzeme olarak çok elverişli olmasının yanında, mekanı ısıtan, şıklaştıran, statü katan bir detay olmuş her zaman. İnce zevke sahip İngiliz klasiğinden, detaylı ve her daim şık Fransız boiserielerine, topraklarımızda boy göstermiş Ottoman stilinden, İskandinavların açık renk, sade ama dayanıklı ağaçlarına ve Uzak doğu Zen tarzına kadar karşımıza birçok farklı tarzda ve çizgide çıkmıştır. Kısacası coğrafi şartlara göre kullanılan ağaç değişiklik gösterse de, ahşap işçiliği ve tercih edilişi zamansız olarak günümüze kadar gelmiştir.
Modern çağda , yarattığımız yaşam alanlarımızda artık birçok stilin buluştuğunu görüyoruz. Daha önce ki birçok yazımda belirli tarzlarda ufak dokunuşlarla etkili değişim ve uyum yakalamanın yollarını yazmıştım. Ahşap ise inanın her tarza uyum sağlayabilecek çok değerli bir malzemedir. Fakat nasıl kullanalım? hangi malzemeyi seçelim? hangi tonlarda seçim yapalım ve en önemlisi nerelerde kullanalım?
Öncelikle eskisi gibi duvarları kaplama fikri şart değil. Tek duvarı odak noktası seçmek için veya belki görmek istemediğiniz kablo vs gibi negatif unsurları kamufle etmek için,hatta birkaç işlev yüklemek için çok uygun bir çözümdür lambri. Mekan müsait ise, Tv duvarlarında kullanılmasını tavsiye ederim. Hem tv arkası tüm kalabalıklığı gizlemek, hem standart görmekten sıkıldığımız tv ünitelerinden uzaklaşmak adına çok iyi bir çözümdür. İyi planlandığı taktirde, üzerine birkaç aydınlatma ( aplik - gizli led ..vs ) ile detaylandırıp, belirli noktalarda kitaplık olarak kullanabileceğimiz nişler yaratabiliriz, varsa şömine gizleyebilir, mermer, pirinç,duvarkağıdı gibi malzemeler ile zenginleştirebiliriz. Tablolarımız varsa her zaman şahane bir fondur duvar kaplamaları. Salon uygun değilse belki antrede dresuar arkası küçük bir duvarda, üzerine ayna asılı bir şekilde veya yatak odasında yatak başı duvarında, yine uçan komodinler veya üzerinden çıkan apliklerle çok şık ve zamansız tasarım duvarlar çıkarabileceğinize eminim.
Tarz olarak ucu çok açık, önemli olan sizin tarzınız, mevcut mobilyalarınız ve her zaman dediğim gibi dengeyi sağlamanız . Çok sade bir salonda , ince çıtalardan oluşan göbekli modellere gidip mekanı ısıtabilir veya dikey ve yanyana şeritlerden oluşan modern bir tasarımla mekanınızda daha yüksek algısı yaratabilirsiniz. Bölmek istediğiniz mekanlarda, separasyon görevi gören aralarında boşluklar olan modelleri düşünebilir veya duvarları yarıya kadar ahşap kaplayıp, üzerini duvar boyası ile bitirebilirsiniz.
Renkler ile ilgili, Daha önce fikrimi sorsaydınız, koyu griler, boyanmış yüzeyler güzel ve tarz diyebilirdim. Fakat uzun zamandır ahşabın doğallığının kesinlikle bozulmamasından yanayım. Ahşap hissi, kokusu, yüzey dokusunu hiçbirşeye değişemem. Ama bunda günümüzde işlenen ve uygulanan modellerin de gelişmesi büyük etken olmuştur.
Sıcacık gold rengi çağrıştıran, mat cila ile korunmuş , meşe bir yüzeyi bir numaraya oturtuyorum ve farklı örneklerden oluşan alternatif foto galeri ile sizi başbaşa bırakıyorum.
Ve her zaman ki gibi sanat diyorum! O duvarlarda mutlaka yerini alması gereken artworkler.. Sanatın girdiği her mekan kendini bir tık yukarı taşıyor ister istemez. O ahşap duvarlarda yer alan resimler, yine ahşap veya mermer kaidelerde, orta sehpalarda konumlanan heykeller.. Kendinize ve gelecek hayatınıza yapacağınız en güzel yatırımlardır sanat eserleri inanın. Emin olun kendiliğinden değişecek mekanlarınız ve bu merkaınız her gün daha da artacak. Size de keyfini çıkarmak kalacaktır....
Sevgiler
Hande
All photos via Pinterest !