Aslında 1950 yıllarından itibaren etkin olmasına rağmen,sosyal medyada kuzeyli ev profillerinin keşfiyle birlikte son yıllarda tüm dünyada daha çok konuşulur ve kıymeti bilinir oldu ‘İskandinav Stili’nin.Dingin,düzenli,aydınlık ve minimal bu soğuk ve kuzeyli şehirli tarz hepimizi bir yerlerden yakaladı ve bu sayede bizler de zamanla farklı yorumlar ve eklemeler ile karma bir stil yaratmış olduk.
Stilde en baskın hatların sahibi olduğu İsveç,Norveç ve Danimarka..bazen de Finlandiya,İzlanda ve Grönland’ı da içeren bu İskandinav ülkelerinin tasarım ve mimarlık dünyasına katkıları tartışılmaz.Dünya savaşı sonlarında,40'lı yıllarda bu ülkelerde bir dizi konferansla bir tasarım hareketi patlak veriyor.Yaklaşımı;güzellik,sadelik ve fonksiyonelliğin kombinasyonu.Bu tasarım ve dekorasyon hareketi 40'lı yıllarda başlasa da dünya sahnesinde 50'li yıllarda kendinden bahsettirmeye başlıyor.Peki İskandinav stili olarak tanımlanan her beyaz duvarlı ve ahşaplı mekanlar gerçekten bu stili tam anlamıyla yansıtıyor mu? Veya sadece bu stilden izler mi taşıyor? Nordic hareketin en belirgin özellikleri neler? Çok kullandığımız bu tarzı gerçekten yakından ve yeterince tanıyor muyuz?Yazının devamında birlikte inceleyelim istedim..
Çok sevdiğim kuzeyli evlerin ve hep sakin ve cool görünen o evlerin sahiplerinin uzun yıllardır takipçisiyim.En belirgin özellikleri hepimizin bildiği gibi,bembeyaz aydınlık duvarları ve ahşap! ki özellikle çam gibi açık tonlu daha çok o coğrafyaya ait ahşaplarla üretilmiş mobilyaları olabilir.Sadeliğin temelini oluşturduğu,fonksiyonelliğin önem taşıdığı ama karakteristik stil sahibi parçaların özenle seçildiği tüm bunlarla birlikte, gereksiz hiçbir detaya yer verilmediği gibi ana hatlarıyla tanımlamaya başlayabiliriz aslında.
Peki bu stil nasıl ortaya çıktı derseniz;Kültürlerinin stillerine yansıdığı bu ülke insanlarının,soğuk ve uzun geçen mevsimlerinde dış mekanlardan çok evlerinde sosyalleşmeleri ve evlerde zaman geçirmeleriyle diyebiliriz.Bu sebeple en önem verdikleri konulardan biri dekorasyon.Belkide bu sebepten tesadüf değildir ki,Instagram veya Pinterestte denk geldiğimiz birçok ev temalı profiller bu kuzeyli ülkelerden çıkıyor karşımıza.Çok fazla eşyaya boğulmayan,ferah,dingin olmasının yanında sıcacık ve rahat-huzur veren ortam arayışında olduklarından malzemeler de onlar için çok önemli. Ketenler,yünler,imitasyon postlar çok fazla kullanılıyor.Mutlaka İskandinav seramik veya döküm sobalarının olduğu mekanlar,yünler ve postlar ile birleşince fotoğraftan bile olsa sıcaklığı karşı tarafa ileten görüntüler ortaya çıkıyor.Yanan bir ateş,mumlar,sıcak içecekler huzur hissini veren Hygge temalarının çıktığı nokta aslında.Evlerde geçirilen zamanlar ve misafir ağırlama alışkanlıkları mekanların önemlerini daha da vurguluyor.Sade ama stil sahibi yaşam stillerinin yanında en prestijli noktaları yansıttıkları mekanları aslında.Bu yüzden mutlaka iconic tasarım bir parçaya yer verip,küçümsenmeyecek bir bütçeyi bu parçalara ayırabiliyorlar.İcon bir koltuk veya bir aydınlatma gibi. Alvar Aalto, Hans Wegner, Arne Jacobsen, Eero Arnio, and Ingvar Kamprad (Ikea’nın kurucusu) gibi usta yetenekli tasarımcıları çıkarmış bir coğrafyadan bahsediyoruz.Bu büyük tasarımcılardan,çağdaş meslektaşlarına kadar coğrafyanın yetenekli ve sanatçı tarafı olan kitlenin ortak özelliği;farklı materyellerden yararlanmaları ve yalın çizgileri fonsiyonellikle buluşturmaları olmuş.Laklanmış
yüzeyler,plastik/poliüretan malzemelerin kullanımları,metaller,deri,yün,beton gibi birçok dokuyla karşılaşabiliyoruz.
İskandinav stili sadece Ikeadan oluşmayan çok daha karakteristik öğeler taşıyan bir tavır aslında.Bildiğimizin aksine,çok fazla bitki yerine,sade-tek-kuru veya canlı dallar,belki birkaç okaliptüs yaprağı gibi az bitki bulunduran bu tarzın ana hatları sakin yüzeyler.Şimdilerde daha çok artan evcil hayvan besleme alışkanlıkları aslında bizim aksimize oldukça az ve yeni bir süreç.Bizim gibi Akdeniz hakimiyetindeki bir coğrafyada İkandinav stilinin bir nebze kırıldığını görüyoruz şu sıralar. Bolca bitki,neredeyse hepimizin evinde bulunan dört ayaklı dostlarımız,biraz daha renk ve sıcak tonlara olan yönelimimiz ve şimdilerde daha çok yöneldiğimiz Boheme ve minimal stiller ile buluşunca aslında karma bir stil yaratmış oluyoruz.Salt nordic olmasa da,Nordic hatlar taşıyan yeni nesil akımlar demek belki daha da doğru olacaktır.Nordic hatlar taşıyan mobilyalar veya nude tonlar,duvarlarda kullanılan yine kuzeyli ülkelerden gelen grafik etkili artprintler,yumuşak ve rahat hissini veren döşemeler ve kullanılan tüylü tekstiller,doğal malzemelere yönelimin, daha güneyli coğrafyalarda zenginleşmesi,evrilmesi belki de..
Fakat benim en sevdiğim stil sanırım modern/minimal İskandinav.Gün ışığının muhteşem kullanımı,sadeliğin güzelliği,sanatın duvardan/zemine yatay ve dikey olarak kullanımları,malzemelerin ince ve tertemiz işçilikleri beni en çok heyecanlandıran detaylar oluyor. Bu stili en iyi kullanan ve tarzına hayran olduğum mimarlık ve tasarım ofisi olan Lotta Agaton son yıllarda tartışmasız listemin başında yer alıyor.
Peki evlerimize bu etkiyi katmak için hangi parçalara başvurmamız gerekir derseniz,Finlandiya asıllı tasarımcı Eero Saarinen tasarımı Egg chairs,Marble table..gibi icon parçalar veya bu tarzı taşıyan benzer parçalara yönelebiliriz.
Son yıllarda çok yükselen trend suni postlar,tüyler,kilim dokulu kumaşlardan döşemelikler veya kırlent,koltuk şalı olarak gibi daha kolay detaylar ekleyebilirsiniz.
Ahşap detaylar, temiz yüzeyler ve ara ara açık renklerde laklanmış yüzeyler yine bu stilin baskın özelliklerinden.Tek,sade,kuru,yeşil dallar,girişlerde veya boş duvarlarda hem kullanıma hem kurguya dayalı dekore edilmiş banklar,sanatın daha grafik hali olan artprintler,ahşap parke zeminler gibi bu liste uzayıp gider.
Yukarıda bahsettiğim gibi şimdilerde birkaç yıldır, bizim gibi Akdenizli ülkelerde ve diğer trend akımlarında yükselmesiyle bu sevdiğimiz İskandinav stilinin farklı stillerle buluştuğunu görüyoruz. Daha bol bitkiler,jüt-sepet-hazeran gibi daha sıcak iklimlerin dokuları,pirinçler aynalar gibi daha ışıltılı aksesuarlarla karma bir stil oluşmuş oldu.Buna minimal bohem iskandinav diyebiliriz belkide, daha sıcak ve daha renkli bir hareket..Aşağıdaki slayt görsellerinde bu tarda örnekleri görebilirsiniz.
Yakından tanıdığınızı bildiğim bu stili biraz daha açmak ve çıkış noktasını,çıkma amacını ve asıl hatlarına girmekti yazımın amacı.. Evimiz aynamız bir yerde,kendi stilinizle sevdiğiniz akımları buluşturabilir çok daha kişilikli,tamamen sizi yansıtan karma mekanlarınızı yaratabilirsiniz..
Sevgiler
All photos by Pinterest
Commentaires